Eminim ki borsa ile belli bir süre ilgilenen herkes direnç, destek, trend, dalga yapısı, RSI, MACD gibi onlarca terim ve kavramı bir şekilde görmüş veya okumuştur. Ancak konu finansal piyasalar olduğunda saf bilgi genellikle para kazanmak için yeterli olmaz. Eğer yeterli olsaydı, herkes dipten alır tepeden satar ve zengin olurdu.
Borsada para kazanmak, hiç bir zaman al-sat tuşlarına basmaktan ibaret olmadı. Para kazanma için analiz becerisi, psikoloji ve para yönetimi konularını bir potada harmanlayıp doğru bir strateji kurmanız gerekir. İşte milyonlarca insanın başarısız olduğu nokta da tam burasıdır, strateji kurmak.
Bu yazıda sana çok fazla derinlere girip detaylarda boğulmadan basit yöntemler kullanarak oluşturduğum stratejiyi anlatacağım. Elbette ki yeni bir yöntem icat etmiyorum veya daha önce yapılmamışı yapmıyorum. Sadece fiyat hareketleri, teknik analiz ve psikolojiyi birleştirip “para kaybetmeme” odaklı bu yöntemi basitçe anlatmaya çalışıyorum. Detaylara girmeden önce stratejinin temel ve asla esnetmeyeceğimiz prensiplerini yazayım.
Simdi başlayalım.
Charles Dow’u mutlaka duymuş olmalısın. Eğer hiç duymadıysan hemen Google’a Charles Dow yazarak karsına çıkan ilk 2-3 yazıyı okumanı tavsiye ederim. Kısaca özetlemek gerekirse Charles Dow teknik analiz dalının babası, kurucusudur.
Charles Dow der ki; Fiyat, Her Şeyi İçerir.
Yani Dow’a göre bir varlığın fiyatı, o varlık hakkında bilinmesi gereken tüm bilgileri içerir. Dow, piyasa fiyatının, mevcut, geçmiş ve gelecekteki tüm bilgilere dayalı olarak oluştuğunu savunmuştur.
Bu ne demek ve bizim için neden önemli ?
Bir hisse senedinin yani diyelim THYAO‘nun kapanış fiyatına etki eden sonsuz sayıda olay vardır. Hissenin %5’ine sahip bir yatırım fonu elindeki payların yarısını satıp başka bir hisse almaya karar vermiştir. Bir başka yatırım fonu portföyüne %1 THYAO eklemeye karar vermiştir. Elinde 25 yıldır THYAO hissesi saklayan bir uzun vade yatırımcısı hisselerini satmaya karar vermiştir. Bir başka yatırımcı ev almak istediği için hisse satmıştır. Bir başkası evini satıp THYAO almıştır. Bir trader THYAO’nun yarın yükseleceğini düşünüp hisse almıştır, diğeri ise tam tersini yapıp elindekileri satmıştır. Ve bir klasik olarak “yaz geliyor, uçaklar fazla uçar” diyen bir amcamız tarlasını satıp THYAO almıştır.
Gördüğün gibi gün içinde bizim hiç bir şekilde haberimizin olmadığı ve olamayacağı ve aynı zamanda hiçbir şekilde de etkimizin olamayacağı milyonlarca alım-satım işlemi gerçekleşir. Tüm bu işlemler bir piyasa oluşturur ve bu piyasa gün sonunda belli bir fiyatta sabitlenir.
Bu fiyat, o gun THYAO ile ilgili olan biten herseyin bir konsolidasyonudur. Yani biz sadece fiyati izledigimizde aslinda diger tum detaylari da icinde bulunduran bir bulutu takip ediyoruz gibi dusunebiliriz.
Simdi biraz dur ve düşün, bunu anlamaya çalış. Kendi paranla alıp sattığın hisseler hariç bu işlemlerin hangisine etkin var ? Evet, hiçbiri. O zaman bizim haber akışı, aracı kurum analizi, yıllık raporları veya sektör gelişmelerini takip etmemize gerek yok. Bu araçlar bambaşka stratejiler için mükemmel veriler sağlayabilir ancak bizim kafamızı karıştırmaktan ve odağımızı dağıtmaktan öteye gitmezler.
O zaman bizim ihtiyacımız olan 3 bilgiyi aşağıya yazıyorum;
Bu üç bilgiyi kullanarak ne yapabiliriz ?
Gördüğün gibi aslında sadece fiyata ve fiyatın hangi hacimle desteklendiğine bakarak çok şeyi belirlemek mümkün. Simdi fiyatı temel alan bazı teknik analiz araçlarına göz atalım.
Teknik analiz, gelecekteki fiyatı değil fiyatın yönünü tahmin etmeye yarayan bir olasılıklar bütünüdür. Bunu da destek&direnc seviyeleri, hareketli ortalamalar ve trend kanalları aracılığıyla yaparız.
Bu olasılıkları paraya çevirmenin yolu ise koşula bağlı hareketimizi belirlediğimiz bir stratejiye sahip olmaktır. Yani fiyatın yönünü takip etmek para kazanmak için yeterli değildir. Klasik ticarette olduğu gibi doğru fiyata almak ve kârlı satmak asıl amacımız olmalıdır. Dolayısıyla burada devreye olasılıklar ve risk yönetimi devreye girer. Dolayısıyla bizim mevcut olasılıklara göre makul bir risk/ödül oranı olan hisselerde işlem yapmamız gerekir.
Ben de hisse seçimlerimde risk/ödül oranını temel bir kriter olarak kullanacağım.
Tüm borsalar endeksler aracılığı ile takip edilir. Borsa İstanbul için bu endeks genellikle BIST100 adı verilen, uluslararası kodu ise XU100 olan endekstir. Bu endeks, belirli kriterlere göre ilk 100 şirketin oluşturduğu bir listedir.
Peki endeks mi hisseleri takip eder hisseler mi endeksi ? Bu çok klasik bir paradokstur. Teknik olarak hisseler endeksi oluşturur, yani endeks hisseleri takip eder. Ancak ana endeksler her zaman endekse dahil olmayan hisseleri etkiler.
Yani bist100 endeksinin %3 düştüğü bir günde, endekse dahil olmayan hisseler de endeks düşüşünden psikolojik olarak etkilenecektir. İşte fiyat hareketleri baslığında belirttiğim, bizim etkimizin olmayacağı fiyat hareketi nedenlerinden biri daha.
Konuya geri dönersek, endeks yönü borsadaki tüm hisselerin fiyat hareketleri üzerinde belirleyicidir. Bazı hisseler endeks yönünün tersine hareket edebilirler ancak bu tür hisselerde işlem açmak gereksiz risk almamıza neden olur.
Yani sadece endeks yönunde islem yapacagiz. Prensip 1
Bu demek değil ki endeks eksi (-) kapadığı gün işlem yapmayacağız. Endeks yönü ile endeksin genel trendini ifade ettiğimi belirtmek isterim.
Fiyat hareketlerinde belirli seviyeler, destek ve direnç olarak adlandırılır. Destek, fiyatların yükselmeye başladığı noktayı ifade ederken, direnç fiyatların düşmeye başladığı noktayı belirtir. Bu seviyeler bizim icin islem noktalarini belirlemeye yardimci seviyelerdir.
Destek ve direnç seviyelerini kullanarak kanal içi trade veya break-out stratejisi uygulayabiliriz.
Destek ve direnç seviyelerinin önemi, fiyatın olağan davranış sınırlarını belirlemeleridir. Biz bu seviyeleri fiyatın olağan hareketini takip ederek veya fiyatın olağan dışı hareketine dahil olarak değerlendirmeye çalışacağız.
Destek ve direnç seviyelerinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, fiyatın bu seviyelerde vereceği tepkiyi beklemeden işlem yapmamaktır. Yani çok belirgin bir direnç seviyesine gelmiş hisse tekrar destek seviyesine doğru hareket yapabilir.
Doğru noktada işleme girmek yani hisse almak için direnç ve destek noktaları çok önemli.
Trend çizgileri, fiyat hareketlerinin genel yönünü belirlemek için kullanılır. Aynı zamanda, çeşitli formasyonlar (örneğin, üçgen veya bayrak formasyonları) da trendin devam edip etmeyeceğini tahmin etmede yardımcı olabilir.
Ancak fiyatın her türlü hareketine uygun bir formasyon uydurmak mümkündür. Dolayısıyla alım satım stratejisini uygularken tüm formasyonları değil ana trendleri dikkate alacağız. Zaten haftalık veya günlük zaman dilimlerinde işlem yapıldığında formasyonlar yerine trendleri takip etmek daha basit olacaktır.
Hisse senetleri için hacim verisi bize gün içinde kaç adet hissenin el değiştirdiğini gösterir. Genellikle tek başına bir anlam ifade etmese de önceki günlerin hacimleri ve fiyat ile birleştiğinde önemli bir gösterge halini alır.
Bunlara ek olarak hacim, piyasadaki büyük oyuncuların ayak izleridir. Bir hissede daha önceki güne veya haftaya göre anormal denilecek seviyede hacim artışı olması, büyük oyuncuların yani yatırım fonlarından biri veya bir kaçının alım veya satış yaptığının göstergesidir.
Sonuç olarak bizim için hacim tek belirleyici kriter olmasa da hisse alım satım noktaları için önemli bir kriterdir.
Uyguladığımız strateji, belirli indikatörlere bağlı bir strateji değil. Yani “MA20, MA50’yi yukarı kesip RSI 60’tan büyükse AL” gibi bir işlem stratejimiz yok.
Dolayısıyla her hafta hisseleri tek tek inceleyip analiz ediyoruz veya daha önceki analizimizde değişiklik olup olmadığını takip ediyoruz.
Ancak hisse sayısını sınırlamak ve keskin fiyat hareketlerinden kaçınmak için borsa İstanbul hisseleri için piyasa değerini en az 10 milyar TL olacak şekilde sinirliyoruz. Yani sadece piyasa değeri 10 milyar TL üzerindeki şirketleri inceliyoruz.
Hissenin haftalık grafiğini açtığımızda önce bir süre hiç bir gösterge koymadan fiyata hareketlerine bakıyoruz. Aşağıdaki gibi düşen bir grafiği analiz etmek için vakit harcamıyoruz. Fiyatı düşmekte olan bir hisse, ikna edici şekilde yükselişe geçmedikçe düşüş trendi içindedir.
Eğer bir konsolidasyon veya yükseliş trendi içindeyse sırasıyla destek direnç seviyeleri, trend veya bir kanal çizmeye çalışıyoruz. Bunları yaparken zorlama çizimler yapmak için uğraşmıyoruz. Eğer bir trendi veya destek noktasını kolay ve çelişki olmayacak şekilde çizemiyorsak başka bir hisseye geçiyoruz. Borsa İstanbul’da piyasa değeri 10 milyar ve üzerinde olan 180-190 civarında şirket var. Dolayısıyla analiz etmekte zorlandığımız şirketlere/hisselere zaman harcamıyoruz. Bu aynı zamanda zihin açıklığı için de önemli.
Analiz etmekte zorlandığımız hisselere zaman harcamıyoruz.
Destek & Direnç noktalarını ve trendleri belirledikten sonra fiyatın bu noktalardaki tepkilerine bakıyoruz. Bazı hisseler destek ve dirençlere net temas edip dönerken bazıları bu bölgelerde biraz vakit geçirip tepki verir. Bunu anlamak önemli.
Destek & Direnç noktalarından sonra grafiğimize hareketli ortalamaları ekliyoruz. Hareketli ortalamalar, tek başına strateji üzerinde karar verici özellikleri olmasa da fiyatın tepki verdiği noktaları belirlemek ve ödül/risk hesaplaması yapmak için önemli.
Hareketli ortalama olarak 200, 100, 50 ve 20 birimlik hareketli ortalamalar genelde işimizi görecektir. Kârlı bir işlem için, fiyatın hareketli ortalamaları altında bırakmış olması önemlidir. %5 üstünde MA200 olan bir hisse muhtemelen oradan tepki verir. Bu hisse risk/ödül oranı acısından ideal olmayacaktır.
Özetlersek;
Tüm bunları kolaylıkla belirleyebildiğimiz ve mevcut davranışların olumlu anlamda dışına çıkma ihtimali olan hisseleri listemize alıyoruz. Davranışların dışına çıkmak demek, düsen trendi kırmak veya örneğin 50 birimlik ortalamayı geçmek gibi bir süredir devam eden hareketini yukarı yönde bozmak demektir.
Bizim gibi uzun vadeli yatırım değil de belirli koşullara bağlı hisse alım satımı yapan trader’lar için para kazanmanın önündeki en büyük engel zayıf bir psikoloji ile işlem yapmaktır. Öncelikle kuralları ve zaman dilimleri belirlenmiş bir strateji sahibi olmak ve bu stratejiye harfiyen uymak çok önemlidir.
Benim bu stratejiyi oturturken en sık yaptığım hata belirlediğim zaman diliminin kapanışını beklememek olmuştur. Yani günlük dilimde analiz ettiğim bir hisseyi, gün ortasındaki hareketlere aldanıp satmak veya gün içindeki coşkuyla yeterince analiz etmediğim hisseleri almak gibi hatalar zarar etmeme sebep olmuştur.
Peki artk hata yapmıyor muyum ? Elbette yapıyorum, örneğin gecen hafta bir dostum için analiz ettiğim, aynı zamanda da kendi portföyümde bulunan ARM hissesini gün sonunu beklemeden elimden çıkardım. Gün sonunu beklemiş olsaydım, yazılı olarak da belirlemiş olduğum stratejiye göre pozisyonumu koruyor olacaktım. Bunun bana şu an için maliyeti yaklaşık %10 daha az kâr etmek oldu. Ancak belirlediğim stratejinin doğru olduğunu görmek de sevinç verici. Zira analizimi paylaştığım dostum 125 $ giriş seviyesi ile 18 Haziran 2024 itibariyle halen pozisyonunu koruyor.
Psikolojinizi korumak ve duygusal temellere dayanarak yaptığınız işlemleri azaltmak için maruz kaldığınız veri miktarını azaltmak yerinde olabilir. Örneğin haftalık dilimde işlem yapıyorsanız haftanın ilk 3 günü herhangi bir borsa bilgisine maruz kalmanız veya analiz yapmanız gerekmez. Bu aynı zamanda odağınızda kalmanıza yardımcı olur. Hafta sonu piyasalar kapalıyken haftalık analizlerinizi yapar, “önümüzdeki hafta ne olursa ne yapacağım” sorularına cevap verdiğiniz stratejinizi hazırlar ve hafta kapanışını beklersiniz.
Buna ek olarak işlem büyüklüğünüzü de psikolojik olarak sizi zorlamayacak seviyede ayarlamanız, hem kalbinizi hem de kasanızı korur.
Bizim en önemli prensiplerimizden biri de kasayı korumak. Çünkü stratejimiz gereği orta vadeli defansif trade temelinde işlemler yapıyoruz. Bu da demek oluyor ki amacımız her an değil doğru anda işlem açmak ve olabildiği kadar çok kâr etmek. Yani biz günlük %1 kar için işlem yapan bir trade botu değiliz. Ailesi, özel hayati, hobileri olan insanlarız.
Bu noktada kasanızı yani trade amaçlı ayırdığınız parayı 10 eşit parçaya bölmek ve aynı anda en fazla 10 hissede pozisyon sahibi olmak yönetilmesi kolay bir strateji olabilir.
Bazı hisselere 2 veya 3 birim ile işlem açarken aynı zamanda 1-2 birim para da nakit olarak bekleyebilir. Bu tamamen risk / ödül oranları ile ilgili olacaktır. Örneğin ATH yani tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmış ve o noktayı da güzel bir hacimle geçmiş bir hisse için 3 birim nakit kullanmak akıllıca olabilir. Risk oranı düşük, ödül oranı ise gayet yüksek bir işlem yakalayabiliriz.
Düşük risk / ödül oranına sahip işlemler için ise 1 birimden fazla nakit ayırmak doğru olmaz. Ben stratejimi uygularken risk/ödül oranının en az 3 olmasına dikkat ediyorum.
Hangi strateji ile işlem yaparsanız yapın yaptığınız tüm işlemleri ve alım satım noktalarınızı mutlaka not etmelisiniz. Bu size nerelerde hata yaptığınızı ve bunu nasıl iyileştirebileceğinizi gösterecektir.
Şimdi sonuna kadar okuduğunuz bu yazıda anlatmaya çalıştığım stratejimi uygulayabileceğim bir hisse analizi yapalım. Hisse analizi için İsveç borsasından hepimizin tanıdığı bir giyim markası olan H&M hissesini analiz edeceğim. Neden İsveç borsası derseniz, İsveç’te yaşadığım için yoğun olarak bu piyasada işlem yapıyorum ve H&M de hem takip ettiğim, hem ailece alışveriş yaptığımız hem de zaman zaman işlem yaptığım şirketlerden biri.
Öncelikle haftalık zaman diliminde sadece fiyatın olduğu grafiği inceleyelim.
Grafik haftalık olduğundan fiyatın uzun süredir yatayda bir kanal içinde destek ve direnç noktaları arasında hareket ettiğini görebiliyoruz. Simdi grafiğe en belirgin destek ve direnç seviyelerini ekleyelim.
Sarı çizgilerle görüldüğü gibi fiyat 88 ile 183 seviyelerine defalarca temas ederek bir kanal oluşturmuş. Burada destek ve direnç çizgilerini milimetrik çizmek zorunda değiliz ancak en az 2’şer noktaya temas etmelerine dikkat etmeliyiz.
Ekrandaki iki çizgiye bakarak yapabileceğimiz en kolay yorum fiyatın bu 2018’den beri içinde bulunduğu kanalın üstüne çıkmış ve 5 haftadır orada tutunmuş olmasıdır. Bu bizim için bir pozitif yönde bir olağandışılık. Yani 6 yıldır 180 seviyesini geçemeyen fiyatımız 5 hafta önce bu seviyeyi geçti ve bir daha da altına düşmedi. Bu bilgiyi kullanacağız.
Şimdi grafiğe hareketli ortalamaları ekleyelim.
Grafiği çok karıştırmamak adına sadece 20, 50 ve 200 haftalık hareketli ortalamaları ekledim. Görüldüğü gibi fiyat tüm ortalamaların üzerinde. Yani yukarıda fiyatı tutabilecek bir hareketli ortalama seviyesi yok.
Buraya kadar elde ettiğimiz bilgileri yazalım;
Buraya kadar girişe uygun ve stop noktası belli bir setup olarak gözümüze çarpıyor. Yani hisseyi 190 seviyesinde al ve 183 altında hafta kapanışı yapmadıkça tut diyebiliriz.
Şimdi bir de önümüzdeki engellere bakalım. Aldığımız riske değer bir işlem mi onu inceleyelim. Grafiği biraz daha genişten alıp yukarıdaki dirençlere bakalım.
200 ve 250 seviyelerinde güçlü dirençler olduğunu görüyoruz. 250 seviyesi zaten hissenin ATH seviyesi. Ayrıca 196 seviyesi daha önce gelinmiş ama devam edilememiş bir seviye. Dolayısıyla 200 öncesinde kafa karıştıran bir nokta var. Hissedeki düşük hacim yani alıcıların iştahının yüksek olmaması ancak satıcıların da pek satmaya niyetli olmamasının sebebi bu bölge olabilir.
Ayrıca en yakın güçlü direnç bölgesi olan 200’e sadece %5 uzaklıktayız. En yakın destek ise 6 yıllık kanalın üst çizgisi olan 183 seviyesi ve oraya da sadece %3,5 yakınız. Dolayısıyla su an için 1,3 gibi bir Ödül/Risk oranı var ve bu hiç cazip değil.
Yani H&M hissesine 190 seviyesinden işlem açmak pek kârlı olmayabilir.
Peki stratejimiz ne olmalı ? Kesinlikle beklemek. Haftalık olarak 200 üstü kapanış yapması halinde 200 altında stop olmak koşuluyla %25 getiri potansiyelli bir işlem yakalayabiliriz.
Yapmamız gereken, fiyat 200’un üzerinde haftalık kapanış yapana kadar beklemek. Belki 210’dan alacağız ama tekrar 6 yıllık kanal içine dönme riskine girmemiş olacağız.
Giriş noktamızın 210 olduğunu ve 250 seviyesine ulaşacağını düşünüp basit bir ödül/risk hesabı da yaparsak, ö7r oranı 3,6 olacaktır ki gayet makul.
Gördüğünüz gibi indikatörler, karmaşık göstergeler kullanmadan sadece birkaç çizgi çekerek bir strateji oluşturduk. Bu ve bunun gibi analizlerimi takip etmek için e-posta bültenine abone olabilir veya beni X’ten takip edebilirsiniz.