Bence günümüzde paraya sahip olmak kadar para ve para ile ilgili her şeyi yani finansal varlıkları doğru yönetebilmek de çok önemli. Finansal varlıklar bir kişinin sahip olduğu hisse senetleri, tahviller, hazine bonoları, banka hesapları, yatırım fonları ve emeklilik fonları gibi finansal araçları ifade eder.
Dev şirketler finans yönetimine büyük önem verirken bireysel olarak bu alanda çok da fazla kafa yormayız. Hatta bir çoğumuz eline geçen ve harcadığı paranın hesabını bile tutmaz. Bunun sonucu olarak da “ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz” kuralı her zaman olduğu gibi kusursuz çalışır.
Bireysel finans yönetimi veya kişisel finans yönetimi temel olarak 4 bölümden oluşur. Bunlar;
- Kayıt tutma
- Bütçe ve Planlama
- Birikim
- Yatırım
Kayıt Tutma
Kendi finansallarımı yönetme planı yaptığımda attığım ilk adım detaylı bir gelir-gider hesabı yapmaya çalışmaktı. Ancak bundan yaklaşık 10 yıl önce başladığım bu kuruşu kuruşuna kayıt tutma işini son 3 yıldır mükemmele yakın yapabildiğimi söyleyebilirim. Bunun en temel nedeni İsveç’te nakit para ve kredi kartı kullanılmıyor olması. dolayısıyla yaptığımız tüm harcamalar ben ve eşimin banka hesapları üzerinden yapılıyor ve gerektiğinde tek tuşla bir excel dosyası halinde indirebiliyoruz.
Bunun bana en büyük faydası gelir ve giderlerimizin sandığımızdan çok farklı boyutta ve detaylarda olduğunu görmekti. Hiç farkında olmadığımız kalemlere çok yüksek miktarda harcamalar yaptığımızı ve zaman zaman bizi rahatsız eden bazı harcama kalemlerinin aslında devede kulak olduğunu fark ettik.
Bu sayede daha fazla birikim yapma imkanı bulduk. Bu aslında bireysel finans yönetiminin en önemli kısmı. Sadece düzenli kayıt tutarak gelirinizi hiç arttırmadan ve yaşam kalitenizden ödün vermeden daha fazla birikim yapma fırsatı elde edebiliyorsunuz.
Bu arada önemli bir diğer nokta da bir süre, mesela 6 ay kadar alışkanlıklarınızda değişiklik yapmadan kayıt tutmaktır. Benim tavsiyem tam 1 takvim yılını doldurmaktır. Böylece yıl içinde neye ne kadar harcama yapıyorsunuz, hangi dönemlerde hangi harcamalar ağırlık kazanıyor mevsimsel etkilerle beraber görebilirsiniz.
Burayı fazla uzatmadan bütçe ve planlama bölümüne geçeyim. İlerleyen günlerde kendi gelir ve giderlerimi tuttuğum excel dosyasını da siteye yükleyeceğim.
Bütçe ve Planlama
Gelir ve giderlerinizi çok iyi kayıt altına alıyor olabilirsiniz ancak dönemsel olarak bütçe yapıp olası harcamalarınızı ve zorunlu ödemelerinizi planlamıyorsanız boşuna uğraşmış olursunuz. Bütçe yapmak genelde bazı harcamaları kısıtlamak olarak düşünülebilir ancak doğrusu dönemsel gelirinizi tahmin edip veya hesaplayıp bu geliri yaşam standardınızı düşürmeyecek şekilde harcamalara ve birikime paylaştırmaktır.
Bütçe yaparken planladığınız bazı harcamaları 3 ay sonra değil de şimdi yapmanın size birikim yapmaktan daha faydalı olduğunu görebilirsiniz. Veya tam tersi harcamalarınızın gelirinizden daha fazla olduğunu ve bazı harcamaları önceliklendirmeniz gerektiğini fark edebilirsiniz.
Ben bütçenin yıllık olarak yapılmasını, ay ay takip edilse bile yıllık toplam üzerinden değerlendirilmesini daha doğru buluyorum. Sonuçta bir şirket yönetmiyoruz ve yaptığımız harcamalar düzenli olmayacaktır. Dolayısıyla aylık bütçelerde büyük sapmalar olacak, hesaplanması zor bir hal alacaktır.
Bütçe yapa yapa daha iyi olan bir şeydir. Ben de yapa yapa bu şekilde daha doğru olduğu kanısına vardım.
Bütçe ve giderleri planlama konusunu başka bir yazıda çok daha detaylı anlatacağım.
Birikim
Bence kişisel finans yönetiminin kilit taşı birikim. Çünkü bütçe yapmanın ve giderleri planlamanın asıl amacı, gelir artmasa bile daha fazla birikim yapmanın yolunu bulmaktır. Birikimler ise yatırımın ana sermayesidir. Yani her şey dönüp dolaşıp birikim yapmaya gelir.
Son yıllarda Türkiye’deki ekonomik zorlukların -belki kriz demeliyim- insanları zorunlu olarak daha az harcamaya dahası tutumlu olmaya ittiğini görüyorum. Ancak benim için birikim, tasarruf etmek demek değildir.
Yani bizi mutlu edecek harcamalardan vazgeçip belli belirsiz bir amaç uğruna bankaya para koymak birikim olmayacaktır. Birikim, tıpkı bir bütçe kalemi gibi önceden planlanmış, gelirinizle orantılı olarak yaşamak istediğiniz hayatı yaşamanıza olanak sağlayacak bir paranın yatırıma dönüştürme amacıyla biriktirilmesidir.
“Hocam o zaman birikim yapmaya para kalmaz” diyebilirsin, bunu diyen çok arkadaşım oldu. Bu durumda senin birikimden önce gelir-gider dengeni tekrar gözden geçirip gerekirse gelirini arttıracak bazı adımlar atman gerekir.
40 yıldır içinde bulunduğum bu hayatta bazen temel ihtiyaçlardan bazen de hayata tutunmamızı sağlayan küçük keyiflerden kısarak yapılan birikimlerin daha sonra hem maddi hem de manevi olarak çok daha maliyetli şekilde sonuçlandığına çokça şahit oldum. Özellikle çocuklu ailelerin çocukları için yaptıkları zorunlu olmayan harcamaları kaybolmuş birikim olarak değil onların geleceğine yapılmış bir yatırım olarak görmelerini tavsiye ederim.
Yatırım
Yatırım, tek bir doğrusu olmayan %1 de olsa %1000 de olsa parasını büyüten herkesin başarılı sayılabileceği bir alan. Dolayısıyla bu alanda herhangi bir tavsiye vermeyeceğim. Ancak kendi yatırım stratejimi paylaşacağım.
İsveç’te yaşıyor olmamızdan dolayı Türkiye’den daha farklı finansal araçlara ve yatırım kanallarına erişimimiz var. Örneğin Amerikan ETF’lerinine ve Türkiye tarafından piyasaya sunulan Eurobond’lara yatırım yapma şansımız yok. Ancak tüm ABD ve Avrupa borsalarında hisse senedi ve fon alış satış işlemleri çok daha kolay ve çeşitli. Bununla beraber enflasyonun ve faizin de yatırım stratejimizin içinde çok belirleyici bir rolü yok. Ayrıca ev ve araba da çoğunlukla bir yatırım aracı değil.
Ancak yatırım sistematiğini anlayıp doğru strateji belirlenirse farklı yatırım araçları birbirinin yerine kullanılarak benzer sonuçlar elde edilebilir.
Gelelim bireysel finans yönetimi içinde yatırımın önemine. Hakkımda ve yeni başlayanlar için yazdığım yazılardan da görebileceğiniz üzere 50 yaşıma geldiğimde çalışmak zorunda olmak istemeyen biriyim. Dolayısıyla yatırım benim için finans yönetiminin bir çıktısı. Ayrıca çocuklarımızın gelecekte daha özgür olmaları için de çok önemli.
Birikim-yatırım ilişkisine gelirsek, yaptığım bütçe ve planlama doğrultusunda her ay belirlediğim miktarda parayı yatırım hesaplarına aktarıyorum. Yatırım stratejime ise burada değil farklı yazılarda daha detaylı olarak değineceğim.
Kişisel Finans Yönetimi Yaparken Tekrarlanan Hatalar
Türkiye’de çok iyi eğitim almış olanların bile finansal bilgisinin düşük olduğunu düşünüyorum. Ayrıca planlı yaşayan bir millet de değiliz. Dolayısıyla 1 yıla yayılan bir planlama sürecini ve detaylı para akışını yönetirken bazı hatalar yapmak çok olası.
Bunların bazılarını yazıp sizi uyarmaya çalışacağım;
Beklenmedik durumlar için hemen harcamaya uygun bir kaynak bırakılmaması en yaygın hata. Bu beklenmedik durumlar elbette aile yapısı, yaşadığınız şehir vb onlarca farklı duruma göre değişebilir. Ancak her durumda bir miktar paranın nakit olarak bulunması gerekir. Bunu nakit TL, döviz ve 0 riskli hızlı nakite dönebilen bir finansal yatırımı olarak düşünebilirsiniz. Farkındaysanız “veya” demiyorum. Yani cebinizde veya bankada her zaman biraz nakit Türk lirası, biraz Döviz ve bir miktar risksiz getirili, hemen satılabilen para piyasası fonları bulunması gerekir.
Bir başka yanlış da birikim hastalığına kapılıp hayatı ıskalamak. Bununla ilgili yazılar yazacağım.
İlk Yorumu Siz Yapın